Skip to main content

Yüksek teknolojiye dayalı projelerin Türkiye’nin kalkınmasındaki stratejik rolü her geçen gün daha da önem kazanıyor. İnovasyonun ve katma değerli üretimin merkezde olduğu bu yeni çağda, teknolojiye yapılan yatırımlar sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda küresel rekabet gücünü de doğrudan etkiliyor. Tam da bu noktada devreye giren HIT-30 programı, yenilikçi fikirlerin ticarileşmesini sağlamak ve teknoloji tabanlı girişimleri güçlendirmek için özel olarak tasarlanmış bir destek sistemi sunuyor. Adından da anlaşılacağı gibi “High Innovation Technologies” yani Yüksek Yenilikçi Teknolojiler’e odaklanan bu program, teknoloji girişimcilerinden Ar-Ge merkezlerine kadar geniş bir hedef kitleye hitap ediyor.

HIT-30 Programının Tanımı ve Hedefleri

HIT-30 (High Tech Türkiye) Programı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve Türkiye’nin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji üretiminde küresel bir merkez olma hedefini destekleyen stratejik bir yatırım programıdır. Bu program, yüksek öncelikli teknoloji alanlarında, özel nitelikli projelere kapsamlı destek ve teşvikler sağlayarak, ülkenin teknolojik kapasitesini artırmayı ve küresel rekabet gücünü yükseltmeyi amaçlamaktadır.

HIT-30 Programı, toplamda 30 milyar dolarlık bir destek bütçesiyle, yarı iletkenler, mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme ve uzay gibi sekiz öncelikli yatırım alanında 33 yatırım konusunu hedeflemektedir. Bu alanlarda gerçekleştirilecek projelere, proje bazlı teşvikler, pazar geliştirme destekleri, yatırım yeri imkanları, finansman desteği ve yüksek düzeyli politika desteği gibi çeşitli teşvikler sunulmaktadır.

Program kapsamında desteklenecek projelerin, yenilikçi teknolojilere odaklanma, teknik yetkinlik ve mali yeterlilik, küresel rekabetçilik ve teknolojik kazanım boyutu gibi belirli kriterlere uygun olması gerekmektedir. Bu kriterler, Türkiye’nin yüksek teknoloji üretiminde sürdürülebilir bir başarı yakalamasını sağlamayı hedeflemektedir.

HIT-30 Programı, ayrıca büyük teknoloji firmalarının Türkiye’de Ar-Ge merkezleri açmalarını teşvik etmek amacıyla, Ar-Ge faaliyetleri bakımından dünyanın en büyük ilk bin firmasının ülkemizde kuracağı yeni merkezlerin personel giderlerinin yarısına kadarlık kısmını 5 yıl süreyle karşılamayı planlamaktadır. Bu yatırımlara 1 milyar dolarlık destek verilmesi öngörülmektedir.

Programın sunduğu imkân ve desteklerden, 31 Aralık 2025 tarihinden önce başlayan yatırımlar yararlanabilecektir. Belirli bir yatırım alanında hedeflenen proje sayısı ve kapasite büyüklüğüne ulaşıldığında, o yatırım alanı için HIT-30 programı kapsamında yeni destek başvuruları alınmasına son verilecektir.

Öncelikli Yatırım Alanları ve Sektörler

Program kapsamında belirlenen sekiz ana yatırım alanı bulunuyor: yarı iletken teknolojileri, mobilite (elektrikli araçlar ve batarya teknolojileri dahil), yeşil ve temiz enerji teknolojileri, ileri üretim sistemleri, sağlıklı yaşam ve biyoteknoloji, dijital teknolojiler (yapay zeka, siber güvenlik, büyük veri), haberleşme teknolojileri (özellikle 5G/6G) ve uzay teknolojileri. Bu alanların her biri, Türkiye’nin hem mevcut ihtiyaçlarına cevap veriyor hem de geleceğe dönük yüksek katma değerli üretim hedefleriyle doğrudan örtüşüyor. Örneğin, yarı iletken yatırımlarıyla donanım bağımlılığını azaltmak hedeflenirken, biyoteknoloji alanındaki projelerle sağlık alanında inovatif çözümlerin önü açılıyor.

Ayrıca her yatırım alanı içinde belirlenmiş toplam 33 spesifik yatırım konusu bulunuyor. Bu konular, sektörün ihtiyacına göre detaylandırılmış durumda. Örneğin, yeşil enerji alanında güneş paneli üretimi, batarya teknolojileri ya da hidrojen yakıt sistemleri gibi belirli başlıklar yer alıyor. Bu sayede girişimciler ve yatırımcılar, hedeflenen sektörlerde hem devlet desteğiyle ilerleyebiliyor hem de projelerini net hedeflerle şekillendirebiliyor. Bu yatırım alanlarının doğru belirlenmiş olması, HIT-30’un uzun vadede ülkenin teknoloji ekosistemine yapacağı katkının temelini oluşturuyor.

Desteklenen Proje Türleri ve Kriterler

HIT-30 programı, yalnızca yeni üretim tesisleri değil; aynı zamanda Ar-Ge faaliyetleri, kapasite artırımı, teknoloji transferi ve küresel firmalarla iş birlikleri gibi çeşitli proje türlerine de destek sağlıyor. Bu geniş kapsam sayesinde hem start-up düzeyindeki yenilikçi girişimler hem de büyük ölçekli sanayi yatırımları bu programdan yararlanabiliyor.

Desteklenecek projelerin ortak bazı nitelikleri taşıması gerekiyor. Öncelikle yatırımın, belirlenen 33 yatırım konusundan birine uygun olması şart. Bunun yanında teknik yeterlilik ve mali kapasite de oldukça önemli kriterler arasında yer alıyor. Yani bir girişim ya da firma, sadece fikirle değil; uygulanabilir ve ölçeklenebilir bir planla başvuruda bulunmalı. Bu durum, desteklerin etkin kullanılmasını sağlarken, aynı zamanda yatırımın sürdürülebilirliğini de garanti altına alıyor. Ayrıca başvuran projelerin, teknoloji düzeyi yüksek, yenilikçi ve ithalatı azaltıcı özellikler taşıması bekleniyor. Özellikle yerlileştirme potansiyeli olan ve ülkenin dışa bağımlılığını azaltacak projeler, öncelikli değerlendirme kapsamında yer alıyor.

Programda iş birliği potansiyeli de önemli bir değerlendirme ölçütü. Yani bir proje, sadece kendi üretim çıktısıyla değil; aynı zamanda ekosistemde yaratacağı etkiyle de öne çıkmalı. Bu bağlamda üniversitelerle yapılan iş birlikleri, kümelenme projeleri veya teknoloji bölgeleriyle entegrasyon gibi yapılar avantaj sağlıyor. Ayrıca sürdürülebilirlik ve çevresel etki analizleri de değerlendirmede rol oynuyor. Yeşil üretim prensiplerine uygunluk, karbon ayak izi azaltımı gibi faktörler, projenin uzun vadeli katkısını belirleyen unsurlar olarak öne çıkıyor.

Program Kapsamındaki Teşvik ve Destekler

HIT-30 programı, yalnızca finansal kaynak sunmakla kalmıyor; aynı zamanda yatırımcıların projelerini başarıyla hayata geçirebilmeleri için kapsamlı bir teşvik ve destek mekanizması da sağlıyor. Bu teşvikler; yatırım yeri tahsisi, vergi indirimleri, sigorta primi desteği, nitelikli personel teşviki ve faizsiz veya düşük faizli finansman olanaklarını içeriyor. Özellikle stratejik öneme sahip projelere, daha önce benzeri görülmemiş ölçekte destekler sunulması, bu programı klasik teşvik sistemlerinden ayırıyor. Bunun yanı sıra yüksek teknoloji üreten küresel firmaların Türkiye’ye çekilmesi için özel olarak kurgulanan teşvikler de programın önemli bir parçası. Bu sayede hem doğrudan yatırımlar artırılıyor hem de yerli firmaların küresel teknoloji ağına dahil olması kolaylaşıyor.

Ancak bu desteklere ulaşmak, başvuru süreçlerini doğru yönetmeyi ve teknik gereklilikleri eksiksiz yerine getirmeyi gerektiriyor. Tam da bu noktada, Cremicro’nun sunduğu teşvik ve hibe danışmanlığı hizmeti, yatırımcılar için ciddi bir avantaj sağlıyor. Cremicro, HIT-30 gibi karmaşık başvuru süreçlerine sahip yüksek teknoloji programlarında; uygunluk analizi, proje yazımı, başvuru belgelerinin hazırlanması ve süreç takibi gibi konularda profesyonel destek sunuyor.

Başvuru Süreci ve Zaman Çizelgesi

HIT-30 programı kapsamında sunulan teşviklerden yararlanmak isteyen firmaların, belirli bir başvuru prosedürünü takip etmesi gerekiyor. Bu süreç, başvuran projelerin niteliklerine ve hedeflenen yatırım alanına göre detaylı ve çok aşamalı olarak planlanmış durumda. İlk adımda, yatırımcıların hit30.sanayi.gov.tr adresinden ulaşabilecekleri başvuru formunu eksiksiz ve doğru şekilde doldurmaları isteniyor. Formda, projenin teknik detayları, finansal yapısı, iş planı ve beklenen çıktılar gibi birçok bilgiye yer verilmesi gerekiyor. Bu bilgiler, projenin ön değerlendirme sürecinde kullanılacak temel verileri oluşturuyor.

Başvurular, sürekli açık bir sistem üzerinden alınmakla birlikte, bazı yatırım alanlarında belirlenen kapasiteye ulaşıldığında yeni başvurular kapatılıyor. Bu nedenle programdan yararlanmak isteyen firmaların geç kalmadan harekete geçmeleri büyük önem taşıyor. Proje başvuruları alındıktan sonra, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından oluşturulan uzman değerlendirme kurulları tarafından teknik yeterlilik, mali uygunluk, sektörel öncelik ve ulusal stratejiye katkı gibi kriterlere göre detaylı bir incelemeye tabi tutuluyor. Değerlendirme süreci ortalama olarak birkaç ay sürebiliyor ve bu süreç boyunca başvuru sahiplerinden ek belgeler veya açıklamalar talep edilebiliyor.

Programa başvuru için son tarih, 31 Aralık 2025 olarak belirlenmiş durumda. Ancak bu tarih, yatırım alanlarında belirlenen hedef kapasiteye ulaşıldığında daha erken kapanabilecek. Bu nedenle yatırımcıların süreci yakından takip etmeleri, güncel duyuruları düzenli olarak kontrol etmeleri ve başvuru için gerekli belgeleri eksiksiz hazırlamaları kritik önem taşıyor.

Programın Türkiye’nin Teknoloji Vizyonuna Katkısı

HIT-30 programı, yalnızca bireysel yatırımları desteklemekle kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin uzun vadeli teknoloji vizyonuna doğrudan katkı sağlıyor. Bu vizyon, yüksek teknoloji üretiminde küresel bir merkez olma hedefiyle şekilleniyor ve Ar-Ge kapasitesinin artırılmasından dijital altyapıların güçlendirilmesine kadar geniş bir dönüşüm sürecini kapsıyor. Programın desteklediği projeler hem stratejik sektörlerde dışa bağımlılığı azaltıyor hem de Türkiye’nin teknolojik egemenliğini pekiştiriyor. Bu katkı sadece ekonomik değil; aynı zamanda bilgi, insan kaynağı ve altyapı bakımından da derin bir dönüşüm anlamına geliyor. Özellikle yapay zeka, nesnelerin interneti, siber güvenlik ve ileri üretim sistemleri gibi alanlardaki yatırımlar, ülkenin dijital geleceği açısından hayati rol oynuyor.

Bu noktada, teknolojik dönüşümün sürdürülebilir ve etkin şekilde hayata geçirilebilmesi için profesyonel bir rehberliğe duyulan ihtiyaç da artıyor. Cremicro’nun sunduğu dijital dönüşüm danışmanlığı hizmeti, firmaların HIT-30 gibi büyük ölçekli programlardan en verimli şekilde yararlanabilmeleri için kapsamlı bir destek sunuyor. Bu hizmet, şirketlerin sadece teknolojik altyapılarını yenilemelerini değil; aynı zamanda iş süreçlerini dijital çağa uygun hale getirmelerini sağlıyor. Böylece firmalar hem ulusal stratejilere uyumlu hale geliyor hem de küresel pazarda daha rekabetçi bir konuma yükseliyor.

İlker Aktaş

2000 yılından bu yana dijital pazarlama sektöründe aktif olarak yer alan İlker Aktaş, sektördeki 20 yılı aşkın deneyimiyle medya planlama, satın alma, pazarlama iletişimi ve strateji geliştirme alanlarında uzmanlaşmıştır. Kariyeri boyunca ikisi global olmak üzere toplam yedi farklı ajans bünyesinde üst düzey görevler üstlenmiş; ajans yöneticiliğinden strateji danışmanlığına kadar geniş bir yelpazede rol almıştır. Bugüne kadar Sağlık Bakanlığı, MÜSİAD, İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Spor İstanbul, Ülker ve Mobil gibi 50'den fazla marka ve kuruluşa eğitim, danışmanlık ve profesyonel hizmet sunmuştur. Türkiye dijital pazarlama tarihinde önemli bir kilometre taşı olan, ülkenin ilk dijital lansmanı olarak kayda geçen Alpella Ole kampanyasının liderliğini yapmış olan İlker Aktaş, aynı zamanda Felis, Effie, Mixx, Digital Age ve Kristal Elma gibi prestijli yarışmalarda ödüle layık görülen 10'dan fazla kampanyada etkin rol oynamıştır.

Close Menu